2017, 2018, 2038 ve Daha Niceleri
- Oğuzhan Tercan
- 3 Oca 2017
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 Nis 2021
Arkadaşlar Merhaba,
Geçen hafta bir ulusal gazetemizde mutlu olmanın 10 yolu başlıklı bir yazı okudum. Son yıllarda sosyal medya haber araçlarının çok sık kullandığı ve son okuyucu tarafından da benimsenen 'x olabilmenin y kadar altın kuralı' denklemi üzerine kurulu yazı dizileri revaçta. Çoğu da hem ilgi çekici hem de o anlık ama sadece o anlık kafa rahatlığı da sağlıyor. İşte bu yüksek beklenti ile yine de hiç bir derde derman olmayacağını bile bile bu haberi okudum.
Okurken tüm simamı adeta bir İlber Ortaylı gibi ekşitip, dudağımı yandan büzüp çok bilmiş bir tavır alarak beğenmediğimi gösterdim. İçeriği resmen İnatçı olun, geçmişten ders çıkarın, romantik olun, inançlı olun vb. değil 10 tane üşenmezsen 10.000 tane daha sayabileceğin zırva doluydu. Bu kimsenin itiraz etmeyeceğideğer ve davranışları sıralayarak çok matah bir makale ortaya çıkmış olmuyor maalesef. Buradan elbette mutlu olabilmenin formülünü veremeyeceğim, bilmiyorum çünkü. Ben şahsen mutlu olmak istediğim zaman oluyorum yani herkes gibi.
Yeni yıla ait dileklerimiz de hem bu tarz büyük değerler ve inançlar üzerine oluyor haliyle. Dünya barışı, sevgi, bol para vb herkesin aynı anda istediği ve muhtemelen aşırı talep yüzünden sistemin tıkanmasıyla kabul görmeyen istek ve talepler..
Her yıla aynı umutlarla giriyoruz ki girmeliyiz de, her yıl sonunda yeni yıl için aynı isteklerde bulunuyoruz ki bulunmalıyız da ancak bir yerlerde ciddi bir eksiklik var, bir kayıp, adeta halka kopuk.
2017'ye 5 kala dünya barışı, yurt barışı sevgi ve insanlık dilerken yine ve yeniden başta ülkemizde olmak üzere dünyanın bilip bilmediğimiz yerlerinde katliamlar oldu, bombalar patladı, bir kadın taciz ve ya tecavüze uğradı, bir çocuk istismar edildi, bir kişi ve ya kişiler açlıktan öldü. Bunlar olurken belki bir bilim adamı insanlık için büyük bir buluşa imza attı. İyilik ve kötülük denen bu en temel iki şey Hayatın ve ya evrimsel süreç içinde doğanın bir gerçeği bu.
Benim burada bahsetmek istediğim şey çok büyük bir perspektiften hayatı sorgulamak değil, ya da ülkemizin gidişatı hakkında yorum yapmak değil ki çok önemli düşür ve yazarlarımız(!) fazlasıyla yapıyorlar. Benim bahsetmek istediğim şey ülkemiz özelinde direkt iş hayatı. 2017 yılı ve takip eden yıllar bizler yani çalışan sınıf için ne ifade ediyor çok kısa bundan bahsedeceğim.
Teoman'ın dediği gibi 'Bunlar iyi günlerimiz daha beter olacak her şey'. Tamam bu kadar karamsar olmayalım ama iş hayatı ve piyasası tüm çalışanlar için 2016'ya göre çok daha zor geçecek. Şu an dünya iş hayatının sürüklendiği nokta itibariyle tüm yük işverenlerin ve onların nezdinde çalışanların sırtına yüklenmiş durumda. Yük çok ağır gelmeye başladı.
Benim öngörülerim
- Ülkemizde özellikle inşaat sektörü ciddi anlamda yara alacak. Bu sektörde iş yapan bir çok firma kapanacak, büyük firmalar sallanacak ve toplu işten çıkarmalar yaşanacaktır.
- Doların ciddi anlamda ve göz göre göre yükselmesi teknolojik ürün ithalatı yapan büyük küçük tüm firmaları olumsuz yandan etkileyecek.
- Devletin bu krizin ülkeye en az suretle etkilemesi için işverenler üzerinde özellikle çalışan sınıf için yaptığı baskı azalacak. Örneğin bordrolu çalışan bir kişinin sgk'sı aldığı ücretten gözükmemesi gibi.
- Bu da daha vahşi, daha acımasız bir iş hayatı yaratacak belki de en kötüsü merdiven altı gibi çalışan firma kültürleri artacak.
Bu öngörülerim karamsar olduğum için değil bu kadar iyi niyetli güzel dua ve talepler arasında kendimce bazı gerçekleri gösterebilmek içindir.
Biz insan kaynakları çalışanlarının yapması gereken en önemli şey nedir? Bu yıl çok daha fazla mesleki ve kişisel gelişimimize önem vermek, yurt içi ve yurt dışı tüm iş hayatına ait ve mevzuata dair gelişmeleri yakından takip etmek, bizi firmamızı ve çalışma arkadaşlarımızı ektileyecek bu kriz ortamına karşı bilgimizle karşı koyabilmek.
Yeni yıla ait tüm istek, dua ve beklentilerinizin gerçekleşmesi dileğiyle...
Oğuzhan Tercan
İnsan Kaynakları Eğitmeni/Danışmanı
Comments